DENİZLERDEKİ GELİŞMELER

a. Rodos’un Fethi (1522)
Osmanlı Devleti’nin kara ve deniz ticaret yollarını konrol altına alma siyaseti, Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde de devam etti. Yavuz; Mısır, Filistin, Suriye ve Arabistan Yarımadası’nı topraklarına kattı. Böylece Hindistan’dan başlayıp Doğu Akdeniz limanlarına kadar ulaşan ünlü Baharat Yolu’nun kontrolünü ele geçirdi. Mısır’ın alınmasıyla birlikte İstanbul ile Mısır arasındaki deniz trafiği hızlanmıştı. Ancak bu deniz yolu üzerinde bazı engeller vardı. Bunların başında da Saint Jean (Sen Jan) şövalyelerinin elinde bulunan Rodos Adası geliyordu. Şövalyeler her fırsatta Osmanlı gemilerini vuruyor ve ticaret gemilerini yağmalayan Hristiyan korsanlara destek oluyorlardı. Bu nedenle 1520’de tahta geçen Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk işi Osmanlı gemicilerine sorun çıkaran Rodos şövalyelerinin üzerine yürümek oldu. Ada beş ay süren bir kuşatmanın ardından teslim alındı. Rodos’un fethedilmesiyle birlikte Mısır deniz yolunun güvenliği sağlanırken Venedik’in elinde bulunan Kıbrıs dışında tüm Doğu Akdeniz bir Osmanlıgölü hâline geldi.

b. Barbaros ve Preveze Deniz Savaşı (1538)
Kanuni Dönemi’nde başlayan Osmanlı-Habsburg mücadelesi yalnız karada değil, denizlerde de devam ediyordu. Bu mücadele sırasında Şarlken, İspanya Krallığı’nı da yanına alarak güçlü bir donanma kurmuş ve bu donanmanın başına Cenovalı ünlü denizci Andrea Doria’yı (Andre Dorya) getirmişti. Andrea Doria 1532’de Mora kıyılarına saldırarak Osmanlılara ait İnebahtı ve Koron kalelerini aldı. Bunun üzerine Kanuni, Cezayir’i elinde tutan ve Kuzey Akdeniz kıyılarında kardeşleri Oruç ve İlyas ile birlikte deniz akıncılığı yapan ve Barbaros lakabıyla tanınan Hızır Reis’i İstanbul’a çağırdı. 1534 yılında ona kaptan-ı deryalık vererek Osmanlı deniz kuvvetlerinin başına getirdi. Ayrıca beylerbeyliği rütbesi vererek onun Cezayir valiliğini tanıdı. Böylece Cezayir, Osmanlı Devleti’ne bağlı bir eyalet hâline geldi. Barbaros kaptan-ı derya olduktan sonra Akdeniz’de faaliyet gösteren bütün deniz akıncılarını kendisine bağlayarak donanmasını güçlendirdi. Ardından da denize açılarak bir süre önce elden çıkan Koron Kalesi ile birlikte Venediklilerin elinde bulunan Güney Ege’deki adaları fethetti. Barbaros’un bu başarıları üzerine İspanya, Portekiz, Venedik, Cenova ve Malta gibi Avrupa devletleri papanın çağrısıyla toplanarak bir Haçlı donanması kurdular. Andrea Doria komutasında Osmanlı sularına giren bu Haçlı donanmasını Barbaros Hayrettin Paşa, Yunanistan’ın batı kıyısındaki Preveze Limanı önlerinde karşıladı. Osmanlı donanması 28 Eylül 1538’de burada yapılan savaşta büyük bir zafer kazandı.


Preveze Deniz Savaşı
Preveze Deniz Zaferi’nin ardından Osmanlı donanması ile başa çıkamayacağını anlayan Venedik barış istemek zorunda kaldı. Yapılan antlaşmayla Venedik, Mora ve Dalmaçya kıyılarını Osmanlı Devleti’ne bırakmayı ve savaş tazminatı ödemeyi kabul etti. Böylece Akdeniz’de üstünlük Osmanlı Devleti’ne geçti. Preveze Zaferi’ninin kazanıldığı 28 Eylül, günümüzde Türk Denizcilik (Donanma) Günü olarak kutlanmaktadır.

c. Trablusgarp’ın Fethi (1551)
Venedik’in Doğu Akdeniz’de Osmanlı Devleti’nin üstünlüğünü kabul edip aradan çekilmesinden sonra denizlerdeki Osmanlı-Habsburg mücadelesi Akdeniz’in batısına doğru kaydı. Barbaros Hayrettin Paşa’nın 1546 yılında ölümüne kadar başarıyla yürüttüğü bu mücadeleyi Turgut Reis, Piyale Paşa ve Uluç Ali Paşa gibi yine onun yanında yetişmiş Türk denizcileri devam ettirdi. Bunlardan Turgut Reis, 1551 yılında düzenlediği seferle Rodos’u fethettikten sonra Malta Adası’na yerleşen Saint Jean şövalyelerinin elindeki Trablusgarp’ı aldı. Ardından da Kanuni tarafından Trablusgarp beylerbeyliğine atandı.